Araştırma, özellikle Norveç Kıta Sahanlığı’ndaki tamamen elektrikli petrol üretim platformlarının başarısına dikkat çekiyor. Burada, varil petrol eşdeğeri başına karbon dioksit emisyonları %86 oranında azaltılmış durumda.
Rystad Energy analistleri, petrol üreten ülkelerin lojistik zorluklarla karşılaşabileceğini, ancak kısmi elektrifikasyonun bile emisyonlarda önemli bir düşüşe yol açabileceğini belirtti.
Bu bulgu, dünyanın Paris Anlaşması’nın küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 2 derece Celsius üzerinde tutma hedefi doğrultusunda, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 2019 seviyelerine göre yaklaşık %43 oranında azaltmaya çalıştığı bu dönemde özellikle önem taşıyor.
Küresel olarak, son on yılda yıllık yaklaşık 140 milyar metreküp gaz yakılmış ve bu da her yıl yaklaşık 290 milyon ton CO2 emisyonuna neden olmuştur. World Bank’ın raporuna göre, fazla gazı yakma uygulaması 2023’te son beş yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Büyük petrol ve gaz şirketleri şu anda 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmak için emisyonlarını hızla azaltmaya çalışıyor. Rystad Energy’nin raporu, dünyanın en büyük petrol ve gaz üreten bölgelerinin emisyonlarını yarıya indirmesi halinde, bu durumun 2050 yılına kadar 0,025 derece Celsius küresel ısınmayı önlemeye yardımcı olabileceğini öne sürüyor.
Rystad’ın upstream araştırma başkan yardımcısı Palzor Shenga, bu yaklaşımın potansiyel faydalarını vurgulayarak şunları söyledi: “Mümkün ve ekonomik olarak uygulanabilir olduğu yerlerde, elektrifikasyon, endüstrinin üretim çıktısını korurken emisyonlarını düşürmek için büyük bir potansiyele sahip.”
Bu açıklama, özellikle yenilenebilir kaynaklardan sağlanan elektrifikasyonun, enerji endüstrisinin iklim değişikliğini azaltma çabalarında oynayabileceği rolün giderek daha fazla kabul gördüğünü yansıtıyor.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.
